GIDA HAMMADDELERİ - 4 | SOLVER KİMYA - KİMYA ANSİKLOPEDİSİ - İMALAT ANSİKLOPEDİLERİ - KİMYA MAKALELERİ


MAKALELER / GIDA HAMMADDELERİ - 4

ÇİNKO :

Çinko, organizma için öncelikli yapı taşlarından bir tanesidir. Normal bir insanın sağlıklı yaşamını sürdürebilmesi için günlük belirli miktarda tüketilmesi gereken bir elementtir.Tüm organlar, dokular ve vücut sıvılarında yer alır. Proteinlerin üretimi için önemlidir. Yaraların iyileşmesi, hücrelerin bölünerek çoğalabilmesi, tat alma (özellikle tuzlu tadın farkına varabilme), sperm yapımı, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, davranış ve öğrenme performansının artışı, anne karnındaki ve doğmuş bebek ve çocukların büyüme ve gelişimi çinko mineralinin başlıca işlevleridir.Enzimlerin aktif olarak görev yapabilmesi için, anahtar kilit uyumunda yer alır. Hücrede molekül tepkimelerinde proteinle destek sağlar, proteinleri dayanıklı hale getirir. DNA ve RNA döngüsünde yer alır. Nükleik asit veya diğer gen düzenleyici proteinlerde yapısal element olarak rol oynar. Karbonhidrat, protein, lipid, nükleik asit, hem sentezi, gen ekspresyonu, üreme ve embriyogeneziste de görevleri vardır.Eksikliğinde, ishal, saç dökülmesi, zihinsel bozukluklar, sık sık enfeksiyona yakalanma, büyüme geriliği, cinsel organ gelişiminde gerilik, deri değişikliği, iştah bozukluğu, karanlığa uyum bozukluğu, yara iyileşmesinde gecikme, tad duyusunda azalma görülebilir.Çinko miktarı en yüksek besinler şu şekilde sıralanabilir. 100 gram; istiridyede 7 mg, peynirde 2-4 mg, sığır etinde 5 mg, sütsüz çikolatada 2 mg, kuru fasulyede 3 mg, yumurtada 1.5 mg, mısırda 2.5 mg, brüksel lahanasında 1 mg, karideste 2.3 mg, brokolide 1 mg bulunmaktadır.

Kullanım alanları:İnsan vücudu için önemli bir element olduğu için vitamin ve mineral ilaçlarının hazırlanmasında kullanılmaktadır.Cildin su kaybetmesini önlediği için, güneş yanıklarında ve soğuk ısırmasında etkili reçetesiz merhemlerde kullanılmaktadır.

A VİTAMİNİ :

İlk keşfedilen vitamin olan A vitamini, D, E, K vitaminleri gibi yağda eriyen bir vitamindir. A vitamini karaciğerde depolanır. Isıya, oksidasyona ve aside duyarlı olduğu için serin ve karanlık bir ortamda muhafaza edilmelidir. Göz sağlığını muhafaza için temel bir besleyicidir.Balıkyağında, karaciğerde, tereyağı ve kremada, peynirde, yumurta sarısında bulunur. Sonradan A vitaminine (retinol) dönüşecek olan beta karoten ve diğer karotenoidler ise yeşil yapraklı ve sarı sebzelerde ve tahıllarda bulunur. Diğer A vitamini kaynakları ise, tüm kırmızı etler, süt, süt yağı, yoğurt, portakal, elma, karpuz, kavun, erik, şeftali ve üzümdür.

A VİTAMİNİ FAYDALARI :

Görme, büyüme ve vücudun enfeksiyonlara karşı direnci için gereklidir.

Burun, boğaz, akciğer ve idrar yolu enfeksiyonları için etkilidir.

Deri ve saç sağlığı için gereklidir.

Kemik, diş ve dişeti gelişiminde etkilidir.

Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.

Organların koruyucu epitel düzeninde önamli rol oynar.

Ceninin rahim içi sağlığı için gereklidiR

Vücudun doğal savunma sistemini, akyuvarları ve antikor üretimini artırarak güçlendirir

B1 VİTAMİNİ :

Tiamin adıyla da bilinen ilk keşfedilen B vitaminidir. 1926 yılında saf olarak elde edildi ve 1936 yılında suni olarak elde edilmeye başlandı. Vücutta karaciğer, kalp ve böbreklerde çok az depolandığı için günlük olarak alınması gereklidir. Fazla dozu idrarla birlikte dışarı atılır.B1 vitamini günlük olarak ihtiyaç duyduğumuz vitaminler arasında gelir. Diğer B vitamini kompleksleri ile birlikte alındığında tek başına yapacağı etkiden daha fazla etki oluşturur.Tiamin pirofosfat (TPP) tiaminin aktif şeklidir ve pirüvat dehidrogenaz, a-keto-glutarat dehidrogenaz, transketolaz enzimlerine koenzimdir. Pirüvat dehidrogenaz ve a-keto-glutat dehidrogenaz karbonhidrat metabolizması için gerekliyken, transketolaz pentoz fosfat yolunda aktivite gösteren bir enzimdir.Dayanıksız bir vitamindir. Alkol, kafein, yiyecek katkıları, antibiyotik kullanımında etkisiz hale gelir. Fırında pişirilme işleminde, suda pişirilmeye oranla daha az tahribata uğrar. Suda eriyen vitaminler arasında yer alan B1 vitamini, vücutta depolanmadığı için, kullanılmayan bölümü yemekten 3 saat sonra böbrekler yoluyla tamamen dışarı atılır.

B2 VİTAMİNİ :

Yaygın olarak B2 vitamini olarak da adlandırılan E101 kodlu vitamindir. İnsan ve hayvan sağlığı için çok gerekli ve önemlidir. Diğer B grubu vitaminleri gibi, vücuttaki enerji metabolizmasında kilit rol oynar. Işığa duyarlıdır. Saç, deri ve tırnak sağlığı için gereklidir.Riboflavin, suda erir. Riboflavin bulunan yiyecekler bol suda kaynatılır ve bu su atılırsa riboflavinde kayıp olur. Pişirirken soda eklenmesi, vitamin kaybını daha artırır, ısıya, tiaminden daha dayanıklıdır. Ancak çok yüksek ısıda uzun süre kaynatmakla molekülde parçalanma olur. Işığa karşı çok duyarlıdır. Işık temasında vitamin özelliğini kaybeder. Örneğin, aydınlık serin yerde 2 gün bekletilen yoğurttaki riboflavin dörtte bir kaybolur. Yine yğurdun suyunun süzülmesi, tarhananın güneşte kurutulması önemli vitamin kayıplarına neden olur. Riboflavin turuncu sarı renktedir. Eriyik içerisinde yeşilimsi sarı fluoresans gösterir. H2 eklenerek indirgenmiş şekli remksiz reoksidasyonla (H2 ayrıldığında) turuncu - sarı renk gösterir. Alkali çözeltide ısıtılırsa molekülde değişimler olur ve vitamin özelliğini kaybeder. Asit çözeltide dayanıklıdır.

B3 VİTAMİNİ :

Diğer B grubu vitaminleri gibi enerji metabolizmasında görev alır. Ayrıca protein, yağ ve karbonhidrat metabolizması için de gereklidir. Isı, oksidasyon ve ışığa dayanıklıdır.Yetişkinlerde günlük alınması gereken niasin miktarı 14-16 miligram arasındadır. Hayvansal gıda tüketmeyenlerde ihtiyaç daha fazladır

B5 VİTAMİNİ :

Hem hayvansal hem bitkisel gıdalarda bulunur. Vücutta depolanmaz. Diğer B grubu vitaminleri gibi karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması için gereklidir.Günlük alınması gereken vitamin miktarı 5-6 miligram civarındadır. Hamilelik döneminde ihtiyaç artmaktadır.

B6 VİTAMİNİ :

B6 suda çözünen bir vitamindir. 3 temel formu pridoksin, pridoksal ve pridoksamindir. İnsan sağlığı için oldukça önemlidir ve çok çeşitli fonksiyonlar üstlenir. Örneğin protein metabolizmasında görev yapan 100'den fazla enzim için B6 vitamini gereklidir. Aynı zamanda kırmızı kan hücrelerinin üretimi için de çok önemlidir. Sinir sistemi ve bağışıklılık sisteminin düzgün çalışması için gerekli olan B6 vitamini, A vitamini sentezi için gerekli olan bir yapı taşıdır.Kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobin kana oksijen taşır. Vücudumuz hemoglobin üretimi için B6 vitaminine ihtiyaç duyar. B6 vitamini aynı zamanda hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesini arttırır. B6 yoksunluğunda kansızlık görülebilir.Kalori, protein, vitamin ve mineraller hastalıklarla doğrudan savaşan beyaz kan hücrelerinin oluşumunu sağladığından bağışıklılık sistemi için çok önemlidir. B6 vitamini protein metabolizmasına katıldığı ve hücre gelişimini etkilediği için, bağışıklılık sistemi için çok önemlidir. Lenf bezlerinin sağlıklı çalışması, B6 vitaminine doğrudan bağlıdır. Çalışmalar sonucunda B6 azlığının hastalıklara karşı dayanıklılığı doğrudan azalttığı görülmüştür.B6 Vitamini aynı zamanda kandaki şeker oranının normal seviyelerde tutulmasına yardım eder. Alınan kalori miktarının yetersiz olması durumunda depolanan karbonhidratın ve diğer besinlerin glikoza dönüşmesine yardım eder.B6 vitamini nörotransmitter denilen sinir hücrelerinde uyarıların taşınmasını sağlayan yapıların sentezi için gereklidir. Araştırmalar depresyon, Parkinson, baş ağrısı, kronik ağrılar ve daha birçok hastalıkla B6 vitaminin doğrudan alakalı olduğunu ortaya koymuştur.

B7 VİTAMİNİ :

 

Biyotin, literatürde, H vitamini veya B7 vitamini olarak da adlandırılır. Kimyasal formülü C10H16N2O3S olan biyotin, suda çözünen bir B kompleksi vitaminidir. Kalın bağırsaktaki bakteriler tarafından da üretilen biyotin sağlıklı bir yaşam için gerekli olan önemli bir vitamindir.  Aynı zamanda güncel haberlerde güzellik vitamini olarak da sıklıkla rastlanabilir.Yağ, protein ve karbonhidrat metabolizmalarında koenzimdir. Aynı zamanda hücre gelişimine katkıda bulunur, kanın şeker seviyesini ortalama düzeyde tutmaya yardımcı olur. Özellikle kemik iliği için çok önemli olmasının yanı sıra, sağlıklı sinir dokuları için de gereklidir.Biyotinin son zamanlarda "güzellik vitamini" olarak anılmasının en büyük sebebi saçlara ve tırnaklara olan pozitif etkisidir. Bugün bu özelliği yüzünden, biyotin birçok kozmetik ürününde bulunmaktadır.

 B 12 VİTAMİNİ :

B12 vitamini, siyanokobalamin olarak da bilinir. Çoğunlukla karaciğerde olmakla beraber, vücutta çok az miktarda depolanabilir. Sentezi oldukça zor ve çok basamaklı olan B 12 vitamini 1972 yılında sentezlenebilmiştir.

 B12 VİTAMİNİN FAYDALARI :

Kırmızı kan hücrelerinin yapımı için gereklidir.

Folik asit almak için gereklidir.

Sinir sistemi fonksiyonlarının gerçekleşmesi için gereklidir.

Alzheimer hastalığında kilit bir rol oynar.

Bağışıklık ve sinir sistemini güçlendirir.

Protein üretiminde önemli rol oynar.

Öğrenmeyi kolaylaştırıp, bellek kalitesini artırır.

B GRUBU VİTAMİNLER : arasına dahil edilen inositol, vücutta glikozdan elde edilebilir. Hayvan ve bitkilerde de mevcuttur. İnsanda bağırsak bakterileri tarafından üretilir. Vücutta depolanır.Vücutta üretildiği için dışardan alınmasına gerek yoktur. Normal bir beslenme ile de dışarıdan günde 1 gram civarında alınır.

 Hücre zarının yapısına katılır ve sağlamlaştırır.

Yağların transferi ve sinir iletimi için gereklidir.

Blumia, panik atak ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklarda etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Beyin hücrelerinin beslenmesinde kolinle beraber çalışır.

Hayvanlarda fosfolipitlerin yapısına katılır.

Bitkilerde fitik asidin içerisinde bulunur.

Saç uzamasında etkilidir.

Lesitin yapımında gereklidir.

Kemik iliğinin büyümesinde etkilidir.

Antioksidan özelliğe sahiptir ve damar sertleşmesini geciktirir.

BAKIR :

Bakır tüm bitki, hayvan ve insanlarda temel besin yapı taşlarından bir tanesidir. İnsanlar ve hayvanların dolaşım sisteminde çeşitli enzimlerin ko-faktörü ve bakır bazlı pigmentlerin yapı taşı olarak bulunur. Karaciğerde depolanır.Bakır bir çok gıdada bulunmaktadır, özellikle kabuklu deniz ürünlerinde, sakatatlarda, fındık, badem ve fıstık gibi kuruyemişlerde bulunmaktadır.

BAKIRIN KULLANIM ALANLARI :

Depolarda ve hastanelerde bakteri ve küf öldürücü olarak kullanılır.

Bileşikleri şeker analizinde Fehling’s çözeltisini hazırlanmasında kullanılır.

Bakır sülfat tarım zehiri olarak ve suların saflaştırılmasında kullanılmaktadır.

BORON :

 

Yüzlerce sanayi kolunda, farklı amaçlarla kullanılmasının yanında, boron minerali ya da daha çok bilinen ismi ile bor, sağlık açısından da önemli bir mineraldir. Kalsiyum, magnezyum ve fosfor mineralleri ile D Vitamini'nin vücutta korunmasına ve etkili bir şekilde kullanılmasına yardımcı olarak diş ve kemik sağlığının korunmasına katkıda bulunur. Beyin fonksiyonlarını geliştirir. Östrojen hormonunun çalışmasını destekler ve kemik erimesini azaltır. Borun bir diğer özelliği de doğal bir antibiyotik oluşudur. Bor, tedavi amacıyla da tıpta kullanılmaktadır. Özellikle, kemik erimesi, migren, sinir hastalıkları, halsizlik ve kanser tedavilerinde kullanılmaktadır. İnsanlarda vücutta D vitaminin oluşumunu arttırması, kalsiyum, magnezyum ve fosforun emilimini arttırması sebebiyle boron çok önemlidir. Günlük ihtiyaç duyulan doz net olarak bilinmemekle beraber, uzmanlar en az 3 mg alınmasında yarar olduğunu düşünmektedir.

C VİTAMİNİ :

C vitamini veya askorbik asit, skorbüt hastalığına tedavi bulmak için yüzyıllar süren araştırmalar sırasında keşfedilmiştir. Askorbik ismi “anti-scurvy” (skorbüt’e karşı) anlamnına gelmektedir ve bu hastalığı tedavi ettiği için konulmuştur. Askorbik asit, suda eritilebilen ve birçok görevi olan bir vitamindir. Çoğu hayvanlar ve bitkiler, kendi C vitaminlerini glikozdan üretebilirler. İnsanlar, bazı meyve yarasaları, hint domuzu ve insan benzeri primatlar C vitamini üretemediklerinden bunu besinlerden almak zorundadırlar. Bütün taze sebze, meyve ve etler bir miktar C vitamini içerir. Ancak C vitamini ısıya hassas olduğundan pişirme esnasında hızla bozulur. Yoğunluğu 1.65 g/cm3 , 189ºC'de erir ve 192ºC'de bozulmaya başlar.

D VİTAMİNİ ;

D vitamini, kalsiferol, yağda çözünen bir vitamindir. Besinlerden alınabileceği gibi, derinin güneşin ultraviyole ışınlarını emmesi sonucunda da vücut tarafından belirli miktarlarda üretilir. D vitamini her biri ayrı işleve sahip çeşitli formlarda bulunur. Bazı formları vücutta aktif olamaz ve sınırlı fonksiyona sahiptir. Karaciğer ve böbrekler D vitamininin aktif hormon haline dönüştürülmesini sağlar.D vitamininin vücuttaki en temel işlevi kandaki kalsiyum ve fosfor seviyesini normal seviyesinde tutmaktır. Kalsiyum emilimini arttırarak, güçlü kemiklerin gelişmesini ve korunmasını sağlar. Kemiklerin mineral ihtiyacının karşılanmasını bir grup başka vitamin, mineral ve hormonla birlikte düzenler. D vitamini olmadan kemikler yumuşak, kırılgan ve işlevsiz hale gelebilir. D vitamini eksikliğinde, çocuk ve yetişkinlerde sonuçları zayıf iskelet yapısı olan hastalıklar ortaya çıkar.

DEMİR ;

Tüm canlı organizmalar için esansiyel bir mineraldir. Yer kabuğunda %5 oranıyla en çok bulunan elementlerden biridir. M.Ö. 4000'li yıllarda Sümerler ve Mısırlılar tarafından bıçak ve mızrak ucu yapımında kullanılmıştır. Daha sonra kullanım alanı artarak, insanlık için vazgeçilmez bir materyal haline gelmiştir. Kullanımı en yaygın olan metaldir. Fiyatının ve mekanik özelliklerinin diğer metallere göre daha uygun olması nedeniyle, çok geniş bir uygulama sahasına sahiptir.

DEMİRİN İŞLEVLERİ ;

Oksijen taşımakla görevli hemoglobin oluşmasından görevlidir.

Bağışıklık sistemini güçlendirir.

Enzim üretimi için gereklidir.

E VİTAMİNİ ;

Dengesiz beslenme, genetik bozukluklar alfa-tokoferol transfer proteinini etkiler. E vitamini eksikliği, nörolojik semptomlara neden olur. Duygu ve koordinasyon bozukluğu, duyumsal sinirlerde yaralanma, kasların zayıflaması ve göz retinasında hasarlar olur.Sinir sistemi gelişirken en önemli besinlerden biri vitamin E’dir. Fakat E vitamini besinlerde ve doğada oldukça çok olduğundan eksikliğine çok nadir rastlanır.Kalıtsal E vitamini yetersizliği olan hastalarda yürümede zorluk, konuşamama, ilerleyen beden hareketleri bozukluğu gibi şiddetli nörolojik semptomlar ortaya çıkar.Erken doğan bebeklerde E vitamini eksikliğine bağlı olarak hemolitik anemi görülür. E vitamini yağda eriyen bir vitamin olduğu için sindirim esnasında yeterince yağ alınamadığı zaman E vitamini eksikliği görülür ki, bu da kandaki eritrositlerin ömrünün kısalmasına yol açar. E vitamini eksik olan kimselerin eritrositleri bazı oksidan maddelere karşı dayanıksızdır.

E vitaminin kullanım Alanları;

E vitamini aşağıdaki amaçlar için kullanılabilir:

  • Şeker hastalığındaki dejeneratif değişiklikleri önlemek
  • Devamlı düşükleri tedavi etmek
  • Sporcuları kuvvetlendirmek
  • Erkek kısırlığını düzeltmek
  • Erostat büyümelerini kontrol altında tutmak
  • Katarakt meydana gelmesini önlemek
  • Bazı deri hastalıklarını tedavi etmek
    Kozmetik sektöründe krem ve losyon formülasyonlarında kullanılır. Şampuan, sıvı sabun vb. ürünlerde de E vitamini kullanılabilmektedir

 FOLİK ASİT ;

Doğal olarak besinlerden alınabilecek bir vitamindir. İlk kez 1941 yılında ıspanak yapraklarında keşfedilmiştir.Çeşitli ve düzenli bir beslenmeyle folik asit takviyesine ihtiyaç duyulmaz. Taze sebze, meyve, patates, baklagiller, süt ürünleri, bezelye, böğürtlen, kuruyemişler, tahıllar, mısır, mantar başlıca folik asit kaynaklarıdır.

Vitaminler, insan metabolizması için ihtiyaç duyulan, temel, enerjisiz gıdalardır. İnsan vücudu tarafından bir çoğu üretilemez, bu nedenle de günlük gıdalardan temin edilmesi gerekir. Enzimatik reaksiyonlar için kofaktör olarak görev yapmaları, temel fonksiyonlarıdır. Ayrıca, kanın pıhtılaşması, bağışıklık sistemi, sinir sistemi, görme fonksiyonları, deri yapılanmasını da kapsayan çeşitli rolleri vardır. Vücut, farklı vitaminlere farklı miktarlarda gereksinim duyar. Farklı insanların farklı vitamin ihtiyaçları vardır. Çocuklar, yaşlılar ve hamile bayanlar gibi bazı özel rahatsızlığı bulunan insanlar günlük gıda alımında daha fazla vitamine ihtiyaç duyarlar.

Mineraller, vücudun kendi kendine üretemediği inorganik maddelerdir ve bu sebeple besinlerle alınması gerekir. Bir çok hayati fonksiyon ve metabolizma için gereklidirler. Eksikliklerinde yapısal ve fonksiyonel bozukluklar görülür. Bazı mineraller vücutta diğerlerinden daha fazla miktarlarda bulunmasına rağmen, bazıları da vücutta çok az miktarlarda bulunur, mikrogram ile ifade edilen miktarlardaki bu minerallere "eser element" adı verilir. İnsanların mineral gereksinimleri yaşam tarzları ve içinde bulundukları yaşa göre farklılık gösterir.

İNOSİTOL;

B grubu vitaminleri arasına dahil edilen inositol, vücutta glikozdan elde edilebilir. Hayvan ve bitkilerde de mevcuttur. İnsanda bağırsak bakterileri tarafından üretilir. Vücutta depolanır.Vücutta üretildiği için dışardan alınmasına gerek yoktur. Normal bir beslenme ile de dışarıdan günde 1 gram civarında alınır

 İNOSİTOL FAYDALARI ;

Hücre zarının yapısına katılır ve sağlamlaştırır.

Yağların transferi ve sinir iletimi için gereklidir.

Blumia, panik atak ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklarda etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Beyin hücrelerinin beslenmesinde kolinle beraber çalışır.

Hayvanlarda fosfolipitlerin yapısına katılır.

Bitkilerde fitik asidin içerisinde bulunur.

Saç uzamasında etkilidir.

Lesitin yapımında gereklidir.

Kemik iliğinin büyümesinde etkilidir.

Antioksidan özelliğe sahiptir ve damar sertleşmesini geciktirir.

İYOT;

İnsan sağlığı için çok gerekli ve önemli bir mineraldir. Vücut tarafından üretilemez ve dışarıdan alınması gerekir. İlk kez Barnard Courtois tarafından 1811 yılında keşfedilmiştir.

İYOTUN FAYDALARI ;

İnsan bedeninin sağlıklı büyüme ve gelişmesi için şarttır.

Vücut ısısının korunmasını sağlar.

Birçok yaşamsal aktivitenin devamı için gereklidir.

Sinir ve kemik yapısının gelişimi ve yenilenmesi için gereklidir.

Hücre solunumu ve oksijen tutumu için gereklidir.

Büyüme ve gelişmede etkilidir.

Deri, saç ve tırnak sağlığının korunmasında etkilidir.

Birçok organın erken büyüme ve gelişmesinde rol oynar.

K VİTAMİNİ ;

Asıl adı naftakinon olan K vitamini, doğada K-1 ve K-2 olarak iki şekilde bulunur. K-1 vitaminin, filokinon ve fitomenadion halinde iki formu vardır ve bitkilerde bulunur. K-2 ise birçok çeşidi bulunan, vücuttaki bazı bakteriler tarafından da üretilen bir menakinon bileşenidir. Ayrıca suni yollarla K-3 vitamini de sentezlenir ve bu vitamin doğal olanlardan 2 kat daha güçlüdür. Yağda eriyen ve ısıya dayanıklı olan bir vitamindir. Fazla E vitamini alımı ve bazı antibiyotikler, K vitamini üretimini ve emilimini bozar.Karaciğer, peynir, tereyağı, marul, lahana gibi besinler doğal K vitamini kaynaklarıdır. Yeşil çay bu vitamin için en zengin besinlerden biriyken, siyah çayda K vitamini yoktur. Çiçek yağı, patates, ekmek gibi besinlerde yok denebilecek kadar azdır. Lahana, karnabahar, çedar peyniri, yulaf, soya fasulyesi, ıspanak ve şalgam da önemli K vitami kaynaklarındandır.1929'da Henrik Dam tarafından tavuklar üzerinde yapılan bir deney gösterdi ki, kolesterol diyeti yaptırılan tavukların kanamaya başlaması üzerine, tekrar kolestrol verilmesi tek başına kanamayı durdurmaya yetmemiştir. Kanamanın durması için, daha sonra K vitamini adını alacak,başka bir maddeye daha ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Edward Adelbert Doisy daha sonra bu konuyla ilgili birçok araştırma yapmış ve Henrik Dam ile beraber labaratuarda K vitamini sentezleyerek 1943'de Nobel Ödülü’nü kazanmışlardır.

K VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ ;

Günlük gereksinim diye bir miktar söz konusu değildir ve vücutta önemli miktarlarda depolanmaz. Çünkü normal durumlarda insan vücudunda bir kanama olmaz ve kanama olan durumlarda ihtiyaç miktarı ortaya çıkar. K vitamini eksikliğinde, kanama eğilimi artmakta ve pıhtılaşma süresi uzamaktadır. Eksikliği yetersiz beslenme ile nadiren ortaya çıkmakta ve daha çok yeni doğan bebeklerde çok steril beslenmeden ve gerekli bakterilerin mevcut olmamasından kaynaklanmaktadır. Yeni doğmuş bebeklerde bu nedenle göbek kanamasını durdurmak için K vitamini iğnesi yapmak gereklidir. Daha sonra, bağırsaklarda bakteriler bulunmaya başlar ve sorun kendiliğinden giderilir.Antibiyotikler, bağırsakta K vitamini üreten bakterilerin ölümüne yol açar. Aynı zamanda, salisat içeren ilaçlar da K vitaminine ters etki göstererek, vitaminin eksikliğine yol açarlar.

KALSİYUM ;

Kalsiyum (Ca), toprak alkalileri grubundan metalik bir elementtir. Yoğunluğu 1,55 g/cm³'dür, 851°C’de erir ve 1439°C’de kaynar. Elektrik iletkenliği vardır ve kırılgan bir yapıda olmasına rağmen yumuşaktır.İnsan vücudunun %2’si kalsiyumdan oluşur ve bu kalsiyumun %99’u kemiklerde ve dişlerde bulunur. Kandaki kalsiyum miktarı ise 8,5-10,2 mg/dL düzeyindedir. Kalsiyumun dokularda kullanılabilmesi için C ve D vitaminlerinin ve fosforun da yeterince bulunması lazımdır. Kalsiyum kasların kasılıp gevşemesinde, kalbin düzenli çalışmasında, sinir sisteminde iletimde, enerji üretiminde ve kanın pıhtılaşmasında rol oynar. Günlük alınması gereken kalsiyum miktarı 1000-1200 mg‘dır. Çocuklukta, hamilelikte ve yaşlılıkta ise yaklaşık 1500 mg’dır.Kalsiyum yeterli alınmadığında ya da bağırsaklarda emilimi tam gerçekleşmediğinde raşitizm, osteoporoz, dişlerde çürüme, saçlarda ve tırnaklarda kırılma, eklem ve kas ağrıları, sinir sisteminde sorunlar, kalp çarpıntısı, uykusuzluk ve depresyona neden olabilir.Kalsiyum fazla alındığında ise, böbrek taşı ve kireçlenmesi, kemiklerde kireçlenme ve kas güçsüzlüğü gibi rahatsızlıklar görülebilir. Piyasadaki kalsiyum takviyelerinin çoğunluğu, kalsiyum karbonat formundadır. Genelde mide asidine gereksinim duyar, bu nedenle gıdalar ile tüketilmesi uygundur.Kalsiyum sitrat ise en iyi emilen kalsiyum formudur. Aç karnına alınabilir, çünkü mide asidinin fonksiyonunu gerektirmez. Yaşlı kişilerde mide asidi üretimi azaldığı için bu durum bu kişilerde avantaj yaratır.

KROM ;

İnsan vücudu için gerekli minerallerden bir tanesidir.

Yetişkinler için günlük alınması gereken krom miktarı 25-35 mikrogram arasındadır. Kadınlar için hamilelik döneminde ihtiyaç artmaktadır. Yoğun egzersiz, diyet ve hamilelik durumlarında vücuttaki krom miktarı azalır.

Aşırı alımının insan sağlığı üzerinde önemli yan etkileri yoktur. Tehlikesiz ve zehirsizdir.

Şekerin kandan hücrelere geçişini sağlar.

Kemik gelişiminde etkilidir.

KROMUN BULUNDUĞU BESİNLER;

Tahıl, meyve ,sebze, et , süt ve süt ürünleri içeren bir diyetle insan bedeni ihtiyaç duyduğu kadar kromu alabilir. Brokoli, yer fıstığı, yumurta sarısı, üzüm, patates, sarımsak, portakal suyu, tam buğday ekmeği, kırmızı şarap, elma ve muz krom içeren besinlerden bazılarıdır. C ve B vitaminleri, mineralin vücuttaki emilimini artırır.

KÜKÜRT ;

Sarı renkli doğada yaygın olarak bulununan ısı ve elektrik iletkenliği zayıf bir elementtir. Elemental ya da bileşik halinde bulunabilir.Dünyada en çok bulunduğu yerler ise Türkiye, Sicilya, Japonya, Amerika, İtalya ve İspanyadır. 1777’de Lavoisier tarafından bulunan kükürdün bir element olduğu 1810’da Gay Lussac ile Thenard tarafından deneysel olarak doğrulandı.

KÜKÜRTÜN KULLANILDIĞI ALANLAR ;

Şekerin saflaştırma sürecinde kullanılır.

Deri hastalıklarının tedavisinde kullanılan sabun ve şampuanların yapımında kullanılır.

Zehirli gaz ve böcek öldürücü olarak kullanılır.

Kauçuk, boya ve fiber üretiminde kullanılır.

Kibrit yapımında kullanılır.

Çelik ve petrol endüstrisinde kullanımı yaygındır.

Kaynakları;Peynir, tavuk, yumurta, balık, kuru fasulye, her türlü et, süt, fındık, fıstık, badem, soya fasulyesi başlıca kükürt kaynaklarıdır.

MAGNEZYUM ;

Enerji gerektiren tüm bedensel aktiviteler için gerekli, hayati önem taşıyan bir mineraldir. Magnezyum bütün enerjetik reaksiyonlarda yer alarak vücutta enerji dönüşümünü sağlar. Tüm yeşil bitkiler, kaynak suları ve deniz suyu magnezyum içerir.1755 yılında İngiltere'de Joseph Black tarafından keşfedilmiştir. 1808 yılında Humphrey Davey tarafından saf olarak elde edilebilmiştir.

MAGNEZYUMUN FAYDALARI;

Enzim aktivitelerinin gerçekleşmesinde etkilidir.

Kemik sağlığı için gereklidir.

Karbonhidrat mekanizmasında görev alır.

Protein sentezinde görev alır.

Sinir sistemi duyarlılığnı azaltır.

Kan basıncını düşürür.

Felce yakalanma riskini düşürür.

magnezyumun kullanım Alanları:
 

Jinekolojide ve kardiyolojide sıkça kullanılır.

Alaşım olaraka başka metallerle birlikte kullanılır.

Otomobil endüstrisinde kullanılır.

Cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar gibi elektronik cihazların üretiminde kullanılır.

MANGANEZ ;

Metabolizma için gerekli bir elementtir. Protein sentezinde, sindirim sisteminde ve ATP sentezinde görev alır. Kemik gelişimi ve büyümesinde, kan pıhtılaşmasında, kıkırdak ve bağ dokuların oluşumunda gerekli bir mineraldir. Sinir sistemi için de oldukça gerekli bir mineral olan manganezin cinsel gücü artırma ve kısırlık tedavisinde faydalı olma gibi özellikleri de vardır. Antioksidan olduğu bilinmektedir. Tıpta, potasyum permanganat şeklinde, bir antiseptik olarak kullanılır.

Manganez Eksikliği: Yetersizliği kilo kaybı, bulantı, kusma, kısırlık, çocuklarda ve ergenlikte büyüme geriliği ve gelişim bozuklukları, sürekli yorgunluk, düşük kolesterol, hafıza problemleri, kemik ve kıkırdaklarda şekil bozuklukları, saçlarda yıpranma, beyazlama ve dayanıksızlık görülebilir. Diyabet hastalarında normal bulunması gereken miktarın yarısı kadar manganez bulunmaktadır. Eksikliği sonucunda diyabet ve pankreas sorunları görülebilir

POTASYUM :

Deniz suyunda bulunan potasyum diğer minerallere bağlı olarak da doğada bulunmaktadır. Kolay oksitlenir ve oldukça aktiftir. Zihinsel ve fiziksel stres potasyum kaybına neden olabilir. Sodyum ile beraber çalışan, suda çözündüğünde elektriği ileten bir mineraldir.Elektroliz yöntemiyle elde edilen ilk metal olan potasyum, 1807 yılında Sir Humphry Davy tarafından bulunmuştur.

Potasyumun kullanım Alanları:
 

Potasyum tuzları gübre yapımında kullanılır.

Potasyum klorür sofra tuzu olarak kullanılır.

Gıda katkı maddesi olarak kullanılır.

Bazı türleri sabun ve deterjan üretiminde kullanılır.

Cam üretiminde kullanılır.

Alaşımları ısı iletiminde kullanılır.

Potasyum nitrat barut yapımında kullanılır.

Fotoğrafçılıkta kullanılır.

POTASYUMUN FAYDALARI ;

Beyine oksijen gönderimini sağlar.

İnsan beslenmesinde hayati önem taşıyan bir mineraldir.

Vücutta sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanmasında rol oynar.

Kas kasılımı ve sinir akımı iletiminde gereklidir.

Hipertansiyon riskini düşürür.

Alerji tedavisinde etkilidir.

Kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olur.

Asit baz dengesinin sağlanmasında etkilidir.

SODYUM ;

Yer kabuğunda çokluk bakımından altıncı sırada bulunan metalik bir elementtir. Yaşam için gerekli olan tuzun bir bileşenidir.1877 yılında Humphrey Davy tarafından, ilk kez izole edilebilmiştir. Ortaçağ’da bir tür sodyum bileşiği, başağrısı ilacı olarak kullanılmıştır. Daha önceleri sodyum karbonat ve karbonun beraber ısıtılması ile elde edilen sodyum, günümüzde ticari olarak sodyum klorürün elektrolizi ile elde edilmektedir.

SODYUMUN FAYDALARI ;

Sinir uyarılarının iletimi için gereklidir.

Kalp faaliyetlerinde önemli bir rol oynar.

Göz sağlığı için gereklidir.

Vücut fonksiyonları için başlıca elektrolittir.

Kas fonksiyonlarının düzgünlüğü için doğru potasyum:sodyum dengesi gerekir.

Konsantrasyon ve dikkat toplama için gereklidir.

Vücutta su tutumunu kolaylaştırarak su dengesini düzenler.

Sodyumun kullanım Alanları:
 

Tuzun bileşenidir.

Sabun yapımında kullanılır.

Bazı alaşımları geliştirmek için kullanılır.

Metal yüzey temizliğinde kullanılır.

Aydınlatma amacıyla lambalarda kullanılır.

Metalik sodyumun büyük bir kısmı kurşun tetraetilen üretiminde kullanılır.

 

Ambalajlama: Gıda maddelerinin; içinde tutma, koruma ve bilgi verme amacıyla ambalaj materyali kullanılarak sarılmaları ve/veya kaplara yerleştirilmelerini,Ambalajlama gazları: Ambalajlamadan önce, ambalajlama sırasında veya gıda ambalaja konulduktan sonra gıdanın raf ömrünü uzatmak amacıyla ambalaj kabının içine verilen hava dışındaki gazları ve gaz karışımlarını,Ambalaj materyali: Gıda maddelerini dış etkenlerden koruyan ve içine konan gıda maddesini birarada tutarak taşıma, depolama, dağıtım, tanıtım ve reklam gibi pazarlama işlemlerini kolaylaştıran veya gıda maddeleri ile temasta bulunmak üzere üretilen plastik, cam, seramik, kağıt, metal, ahşap ve/veya bunların karışımından elde edilen materyalleri,Aroma arttırıcılar: Gıdanın mevcut tat ve/veya kokusunu arttıran maddeleri,Aroma maddesi: Gıda maddelerine tat ve koku vermek ve bunları geliştirmek için kullanılan maddeleri ve bunların üretiminde kullanılan kaynak materyalleri,Asitler: Asitliği arttıran ve/veya gıdada ekşi bir tat oluşumunu sağlayan maddeleri,Asitlik düzenleyiciler: Gıdaların asitlik veya alkaliliğini değiştiren veya kontrol eden maddeleri,Ayırıcılar: Metalik iyonlarla kimyasal kompleks oluşturan maddeleri,Belirleyici kalıntı: Süt, yumurta ve hayvan dokularındaki toplam veteriner ilaç kalıntısı miktarı hakkında bilgi veren ve vücuttaki biyokimyasal seyri bilinen kalıntıları,Beslenme açısından etiketleme: Gıda maddesinin beslenme açısından sahip olduğu bazı özelliklerinin ve/veya ayrıcalıklarının etikette belirtilmesini,Brüt ağırlık: Gıda maddesinin ambalajıyla birlikte toplam ağırlığını,Bulaşma: Üründe istenmeyen herhangi bir maddenin bulunması durumunu,CoE -Council of Europe Assosiation- no: Aroma maddelerine Avrupa Birliği tarafından verilen numaraları,Dağıtım ambalajı: Gıda maddesinin, depolama, yükleme, boşaltma ve taşıma işlemlerini kolaylaştırmak üzere gıda maddesinin ambalajlı veya ambalajsız olarak içine konulduğu ambalajı,Depo: Ham, yarı mamül ve mamül gıda maddeleri ile, katkı maddesi, yan ürünler, gıda ambalajları ve materyallerinin tüketime sunulmadan veya işlenmeden önce kalitelerinin ve tazeliklerinin bozulmadan korunması amacıyla uygun şekilde yalıtılmış, uygun sıcaklık derecesinde, özel tesisatlarla nem oranı veya hava sirkülasyonu ayarlanabilir kapalı bölümleri,Depolama: Ham, yarı mamül ve mamül gıda maddeleri ile katkı maddesi, yan ürünler, gıda ambalajları ve materyallerinin tüketime sunulmadan veya işlemeye tabi tutulmadan önce doğal yapılarını bozmayacak koşullarda tekniğine uygun olarak saklanması işlemini,Dezenfeksiyon: Gıda maddelerinin kirlenmesini önlemek amacıyla, gıda maddesinin özelliklerini etkilemeden, fiziksel ve/veya kimyasal yollarla ortamdaki mikroorganizmaların arındırılması işlemini,Dökme: Ambalajlı veya ambalajsız gıda maddelerinde gıdanın niteliklerine uygun ve şekli sınırlandırılmamış kaplarda satışa sunulma şeklini,Düşük enerjili gıda: Katılarda 100 gramında 40 kilokaloriden az, sıvılarda 100 mililitresinde 20 kilokaloriden az enerji içeren gıdaları,Dış ambalaj: Gıda maddesinin iç ambalajlı veya ambalajsız olarak tüketiciye sunulmak üzere birden fazla birim halinde, üretimi sırasında içine konulduğu engelleme malzemesini ve ambalajını,EC -European Community- kodu: Her bir gıda katkı maddesi için Avrupa Birliği tarafından belirlenen kod numaralarını,Emülgatörler: Bir gıda maddesinde, yağ ve su gibi iki veya daha fazla fazın homojen bir karışımını oluşturan veya sabit tutan maddeleri,Emülgatör tuzları: Peynirde bulunan proteinleri dispers hale getirerek yağ ve diğer bileşenlerin homojen dağılımını sağlayan maddeleri,Enerjisi azaltılmış gıda: Orijinal gıda veya benzeri ürüne kıyasla enerji değeri en az % 25 oranında azaltılmış gıdaları,Etiket: Gıda maddesini tanıtıcı her türlü yazılı veya basılı bilgi, marka, damga ve işaretleri içeren ve gıda ile birlikte sunulan veya ambalajında basılı bulunan tanıtım bildirimini,Etiketleme: Gıda maddesine ait değişik şekillerde hazırlanan tanıtım bildiriminin gıda maddesiyle birlikte sunulması işlemini,Fason üretim: Gıda maddelerinin üretimini yapan veya yaptıran özel ve tüzel kişiler arasında, üretime başlamadan önce karşılıklı yapılan sözleşmeye ve izne bağlı üretimi,FEMA -Flavour and Extract Manufacturers- no: Aroma maddelerine Amerika Birleşik Devletleri Aroma Maddesi ve Ekstrakt Üreticileri Birliği tarafından verilen numaraları,Gıda bulaşanları: Bitki, hayvan ve toprak kökenli yabancı maddeler,ilaç kalıntıları,metalik ve biyolojik bulaşmalar; insan sağlığına zararlı olan plastik madde, deterjan, dezenfektan, radyoaktif madde kalıntıları ve her türlü istenmeyen maddeleri,Gıda güvenilirliği: Gıda maddelerinin her türlü bozulma ve bulaşma etkeninden uzaklaştırılarak tüketime uygun olmasını,Gıda hijyeni: Gıda maddelerinin güvenilir olarak tüketime sunulması için gıda zincirinin safhalarında alınan önlemleri,Gıda katkı maddesi: Tek başına gıda olarak tüketilmeyen veya gıda ham veya yardımcı maddesi olarak kullanılmayan, tek başına besleyici değeri olan veya olmayan; seçilen teknoloji gereği kullanılan işlem veya imalat sırasında kalıntı veya türevleri mamül maddede bulunabilen, gıdanın üretilmesi, tasnifi, işlenmesi, hazırlanması, ambalajlanması, taşınması, depolanması sırasında gıda maddesinin tat, koku, görünüş, yapı ve diğer niteliklerini korumak, düzeltmek veya istenmeyen değişikliklere engel olmak ve düzeltmek amacıyla kullanılmasına izin verilen maddeleri,Gıda maddesi: Tütün ve sadece ilaç olarak kullanılanlar hariç olmak üzere, içkiler ve sakızlar ile hazırlama ve işleme gereği kullanılan maddeler dahil insanlar tarafından yenilen ve içilen ham, yarı veya tam işlenmiş her türlü maddeleri,Gıda maddeleri üreten işyeri: Gıda maddelerinin hammaddeden başlayarak sınıflandırma, işleme, değerlendirme, dayanıklı hale getirme işlemlerinin yapıldığı ve gıda maddeleri satış yerlerine gönderilmek üzere depolandığı tesisler ile bu tesislerin tamamlayıcısı sayılacak yerlerin tamamını,Gıda zinciri: Gıda maddelerinin üretiminde hammaddeden başlayarak hazırlama, işleme, imalat, ambalajlama, depolama, taşıma, dağıtım ve piyasaya arz aşamalarının tümünü,GMP -Good Manufacturing Practice- veya QS -Quantum Satis-: Kullanılan katkı maddesinin beklenilen teknolojik etkiyi sağlayan en az miktarını,Hacim arttırıcılar: Gıdaların faydalanılabilir enerji değerini arttırmadan, gıdaların hacmini arttıran maddeleri,Hammadde: Gıda maddelerinin üretiminde kullanılan; hasat, kesim, sağım, avlama, toplama sonucu elde edilen ürünü,İç ambalaj: Gıda maddesiyle doğrudan temasta olsun veya olmasın, bir birim olarak tüketiciyesunulmak üzere, gıda maddesinin üretim sırasında içine konulduğu engelleme malzemesini ve ambalajını,İtici gazlar: Gıdanın, bulunduğu kaptan dışarı çıkmasını sağlayan hava dışındaki gazları,İşlem yardımcıları: Tek başına gıda bileşeni olarak kullanılmayan, belirli bir teknolojik amaca yönelik olarak hammadde gıda veya bileşenlerinin işlenmesi veya üretimi sırasında kullanılan ; son üründe kendi veya türevlerinin kalıntılarının bulunması kaçınılmaz olan ancak kalıntısı sağlık açısından risk oluşturmayan maddeleri,İşlenmemiş gıda: Bölünmüş, parçalanmış, kemiğinden ayrılmış, soyulmuş, temizlenmiş, ayıklanmış, öğütülmüş, kesilmiş, kıyılmış, inceltilmiş, dondurulmuş, derin dondurulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş olsun veya olmasın; doğal yapılarında değişikliğe neden olacak herhangi bir işlem uygulanmamış gıdaları,Jelleştiriciler: Jel oluşumu ile gıdada farklı bir tekstür oluşturan maddeleri,Kabartıcılar: Gaz oluşturarak hamurun hacmini arttıran madde veya madde kombinasyonlarını,Kabul edilebilir en yüksek değer veya MRLs: Bir gıda maddesinde istenmeyen bir maddenin bulunmasına sınırlı olarak izin verilen en yüksek miktarı,Kabul edilebilir günlük alım miktarı veya ADI -Acceptable Daily Intake-: İnsan vücut ağırlığının kg’ı başına mg olarak bir ömür boyunca insan sağlığı üzerinde hiçbir olumsuz etki oluşturmadan gıdalarla günlük olarak alınabilecek en yüksek kalıntı miktarını,Kabul edilebilirlik sayısı: Bir partinin kabul edilebilmesi için numunede bulunabilecek maksimum kusurlu sayısını,Köpük oluşturucular: Sıvı veya katı gıdalarda gaz fazın homojen dağılımını sağlayan maddeleri,Köpüklenmeyi önleyiciler: Köpüklenmeyi azaltan veya önleyen maddeleri,Koruyucular: Gıdaların mikroorganizmalarla bozulmalarını önleyerek raf ömürlerinin uzatılmasını sağlayan maddeleri,Kritik kontrol noktası: Gıda üretim aşamalarında gıda güvenilirliğine yönelik oluşabilecek tehlikelerin saptanarak önlenmesi, kabul edilebilir sınırlara indirilmesi veya ortadan kaldırılması amacıyla kontrol uygulanabilen işlem basamağını,Kritik limit: Kabul edilebilir ile kabul edilemez arasındaki sınır değeri,Kusurlu numune: Numune ünitesinin Türk Gıda Kodeksine uymaması halini,Kıvam arttırıcılar: Gıdanın kıvamını arttıran maddeleri,Mamül madde: Belli bir teknoloji kullanılarak elde edilen tüketime hazırlanmış gıda maddelerini,Modifiye nişastalar: Fiziksel veya enzimatik uygulamaya, asit veya alkali inceltme veya ağartmaya tabi tutulmuş olsun veya olmasın yenilebilir nişastaların bir veya daha fazla kimyasal işleme tabi tutulması ile elde edilen maddeleri,Muayene ve analiz: Numune alma işlemi ile başlıyan ve o partinin istenilen özelliklere uygunluğunu kontrol etmek için yapılan işlemlerin tümünü,Nem tutucular: Gıda maddelerinin düşük rutubetli ortamdan etkilenip kurumasını önleyen veya toz gıdaların sıvı ortamlarda erimesini kolaylaştıran maddeleri,Net miktar: Ambalaj içindeki gıda maddesinin miktarını,Numune: Bir partinin aranılan özelliklerinin muayenesini yapmak amacıyla niteliğine bakılmaksızın partinin çeşitli yerlerinden tekniğine uygun biçimde alınan , partiyi tam olarak temsil eden bir veya daha çok sayıdaki birimi,Numune alma: Partiden numune ünitelerini alma işlemini,Numune alma planı: Alınan örneğin test ve analiz sonuçları temel alınarak bir parti veya üretimin kabul veya red kararının verilebilmesi için hazırlanan, numune büyüklüğü, muayene seviyeleri, kabul veya red sayılarını kapsayan numune alma şemasını,Numune büyüklüğü: Partiden alınan toplam numune içindeki birim ambalaj sayısını,Numune ünitesi: Tek bir ünite olarak analize tabi tutulacak olan tek tek birimleri, bunlardan alınan bir kısım veya bu kısımların karışımları ile oluşturulan birimi,Oksitlenmeyi önleyiciler: Oksidasyonun neden olduğu bozulmaları önleyerek gıdaların raf ömürlerinin uzatılmasını sağlayan maddeleri,Özel beslenme amaçlı gıda: Bebek mamaları ve çocuk gıdaları da dahil, özel fizyolojik koşullar ve/veya hastalıklar nedeni ile ortaya çıkan özel beslenme ihtiyacını karşılamak amacıyla hazırlanan veya formüle edilen, kendilerine ait özel bileşimini veya üretim basamaklarına bağlı olarak normal tüketim için üretilen gıda maddelerinden açıkça ayrılabilen, bildirimindeki beslenme amaçlarına uygun ve bu uygunluğu işaret edici şekilde pazara sunulan gıda maddelerini,Parlatıcılar: Yağlayıcılar da dahil gıdaların dış yüzeyine uygulandığında parlak bir görünüm veren veya koruyucu bir tabaka sağlayan maddeleri,Parti: Aynı koşullarda ve zamanda üretilen aynı boy, tip ve ambalajdaki ürün örnekleri veya ambalajları topluluğunu,Parti büyüklüğü: Parti içindeki birim ambalaj sayısını,Pestisit: Tarımsal ürünlerin üretimi, işlenmesi, depolanması, taşınması ve dağıtılması sırasında zararlıların kontrolü, uzaklaştırılması, imha edilmesi, önlenmesi amacıyla kullanılan; bitki gelişimini düzenleyiciler dahil kimyasal maddeleri,Pestisit kalıntısı: Pestisit kullanımı sonucu tarımsal ürünlerde ve gıdalarda ortaya çıkan, pestisit türevleri, dönüşüm ürünleri, metabolitleri, parçalanma ürünleri de dahil toksikolojik anlamda kirliliğe sebep olan maddeleri,Raf ömrü: Gıda maddelerinin üretim tarihinden itibaren uygun koşullarda spesifik özelliklerini muhafaza edebildiği süreyi,Renklendiriciler: Tek başına gıda olarak tüketilmeyen veya gıdalarda ana bileşen olarak kullanılmayan, gıdaya renk artırıcı veya renk düzenleyici olarak katılan maddeleri,Risk: Gıda maddesinde bir tehlikenin olabilirliğini,Sertleştiriciler: Meyve ve sebzelerin dokularını sert veya gevrek tutan veya mevcut jelleştiriciler ile reaksiyona girerek jel oluşumunu sağlayan veya güçlendiren maddeleri,Sıvı pektin: Kurutulmuş elma püresi veya narenciye meyvelerinin kabuğundan veya her ikisinin karışımından seyreltilmiş asitle işlenmesini takiben sodyum veya potasyum tuzları ile kısmi nötralizasyon sonucu elde edilen pektini içeren ürünleri,Soğuk zincir: Soğuk zincir gereksinimi olan gıda maddelerinin üretiminden tüketimine kadar her aşamada kendi özelliklerini koruyabilmesi için uygulanması zorunlu olan soğuk muhafaza, soğuk taşıma ve benzeri işlemlerinin tamamını,Son tüketim tarihi: Gıda maddeleri için önerilen en son tüketim tarihini,Stabilizatörler: Gıdaların fiziko-kimyasal durumlarını korumalarını sağlayan, iki veya daha fazla karıştırılamaz fazın homojen dağılımını ve gıdaların var olan renklerini koruyan veya kuvvetlendiren maddeleri,Süzme ağırlığı: Ambalaj içindeki gıdanın, sıvı kısmı uygun yöntemlerle ayrıldıktan sonra kalan kısmının ağırlığını,Şeker: Mono ve disakkaritleri,Şeker ilavesiz gıda: Dışarıdan mono veya disakkarit ilave edilmemiş gıdaları,Tatlandırıcılar: Gıdalarda tatlı bir lezzet sağlayan, şeker dışındaki maddeleri,Taşıma: Ham, yarı mamül ve mamül gıda maddeleri ile katkı maddesi, işlenmeye mahsus yan ürünler, gıda ambalajları ve materyallerinin özelliklerine uygun araç ve gereçler ile bir yerden başka bir yere nakledilmesini,Taşıyıcılar: Gıda katkı maddelerini çözmek, seyreltmek veya dağılımını sağlamak gibi fiziksel yollarla modifiye ederek; bu maddelerin teknolojik fonksiyonlarını değiştirmeden, kendileri de teknolojik bir etki yapmadan gıda katkı maddelerinin uygulama ve kullanımını kolaylaştıran maddeleri,Tehlike: Gıda maddesinde biyolojik, kimyasal veya fiziksel olarak ortaya çıkabilen potansiyel zararları,Temizlik: Gıda maddesi üreten işyerlerinde kirin, toprağın, gıda kalıntılarının, yağın ve diğer istenmeyen maddelerin ortamdan uzaklaştırılması işlemini,Tolerans düzeyi: Hayvana uygulanan bir veteriner ilacının, o hayvanın insan gıdası olarak değerlendirilen dokularında bulunmasına izin verilen yoğunluğunu,

Topaklanmayı önleyiciler: Gıda partiküllerinin birbirine yapışması eğilimini azaltan veya önleyen maddeleri,

Üretim tarihi: Gıda maddelerinin üretildiği tarihi,Veteriner ilaç kalıntısı: Toksikolojik yönden risk taşıyan veteriner ilaçlarının değişmemiş şekillerinin ve/veya metabolitlerinin hayvan doku veya organlarındaki serbest ve veya bağlı olarak bulunan miktarlarını,Veteriner ilaçları: Hayvanları tedavi, koruma ve teşhis amacıyla veya hayvanın davranış ya da fizyolojik fonksiyonlarını değiştirmek amacıyla uygulanan maddeleri,Zararlı canlı: Doğrudan veya dolaylı olarak gıda maddesinde bulaşmaya yol açabilecek her türlü canlıyı,ifade eder.