MAKALELER / SEBZELERDE BAKTERİYEL SOLGUNLUĞU..TEDAVİSİ..MÜCADELESİ.
ÖZELLİKLERİ
Ralstonia solanacearum 0.5-0.7x1.5-2.5 u.m boyutlarında, polar kamçılı, Gram-negatif bir bakteridir.
R. solanacearum un 5 adet hiovarı ve 5 ırkı vardır. Bunlardan en önemlisi, patateste kahverengi çürüklüğe neden olan Biovar 2 (3 No'lu ırk)'dir. Biovar 2, Avrupa ve Ülkemiz gibi nispeten soğuk iklime sahip bölgelere adapte olmuştur ve patatesin yanı sıra domates gibi diğer Solanaceae familyasına ait bitkilerde de zarar oluşturabilmektedir
Biovar 2, patates yumrularıyla taşınabilme özelliğine sahiptir. Ancak, diğer konuk-çuların tohumlanyla taşındığına dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır.
Hastalık etmeni genellikle toprak kaynaklıdır. Kökler yoluyla enfeksiyonu gerçekleştirir. Sistemik olarak ksilem dokuları içinde ilerler ve solgunluğa neden olur. Patateste kahverengi çürüklük hastalığının yayılmasında latent enfeksiyonlar {belirti vermeden hastalık etmeninin yumruda bulunması) çok önemlidir. Latent olarak enfekteli tohumluk patateslerin bir bölgeden diğerine ya da bir ülkeden diğerine nakliyle hastalık yayılmaktadır.
Etmenin yayılmasında, ayrıca yüzey suları (akarsu, sulama kanalı) önemli rol oynamaktadır. Bütün bunların yanı sıra köpek üzümü (Solanum nigrum) ve yaban yasemini (Solanum dulcamara) gibi yabancı otlar hastalığın bir mevsimden diğerine geçişinde ve yayılmasında etkin bir role sahiptir.
BELİRTİLERİ
Hastalık etmeni patateste yeşil aksam ve yumruda olmak üzere iki farklı tipte belirti oluşturur.
Patatesin yeşil aksamında, ilk belirtiler sıcak günlerde dalların uçlarındaki yapraklarda meydana gelen solgunluktur. Susuzluktan dolayı oluşan solgunluktan farkı, gece serinliğinde solgunluğun kaybolmamasıdır. Hastalık ilerledikçe kök boğazının hemen üzerindeki bölgede çizgi şeklinde kahverengileşme ve yapraklarda bronzlaşma görülür. Bu tür belirti gösteren bitkilerin gövdeleri kesildiğinde veya kırıldığında beyaz, sümüksü bir bakteriyel akıntının çıktığı görülür.
Patates yumrularında, hastalığın gelişme evresine bağlı olarak belirtiler dışarıdan görülmeyebilir. Yumru belirtileri "Patates halka çürüklüğü (Clavibacter michiganensis subsp. sepedonicus)" ile karıştırılabilir. Ancak kahverengi çürüklük hastalığı yumruların gözlerinden ve gövdeye olan bağlantı kısmından bakteriyel damlacıkların çıkmasıyla ayırt edilebilir. Bu bakteriyel akıntı kuruyunca toprak parçaları gözlere yapışık olarak kalır. Hastalıklı yumrular kesildiği zaman yumru iletim demetlerinde nekroz ve kahverengileşme görülür. Kahverengileşen iletim demetlerinden krem renginde bir bakteriyel akıntı çıkar. Hastalık kahverengi çürüklük adını bu belirti tipinden dolayı almıştır.
Hastalık etmeninin latent yaşama özelliğinden dolayı sağlıklı görünen bitkilerden hastalıklı yumrular oluşabilmektedir.
Domateste ise hastalık belirtileri yeşil aksamda görülmektedir. Yeşil aksamda, başlangıçta günün sıcak saatlerinde dalların ucunda yer alan yapraklarda solgunluk görülür. Bu solgunluk eğer çevre koşulları etmenin gelişmesi için uygunsa hızla ilerler. Etmen için daha az uygun koşullarda bu solgunluk yavaş ilerler, bitkide cüceleşme görülebilir ve gövdede çok sayıda yan kök oluşur.
Hastalık belirtileri gösteren bitkilerin gövdeleri ortadan ikiye kesildiğinde iletim demetlerinde kahverengi renk değişikliği görülür. Bu şekildeki domates gövdesi kesilip bir süre su içinde bekletilirse sarımsı beyaz bakteriyel akıntının suya doğru aktığı görülecektir.
Bu hastalık etmenine karşı uygulanabilecek etkin bir mücadele metodunun olmaması, domateste fide ve patateste tohumluk yumru ile taşınabilmesi ve tohumluk üretiminde toleransının "0" olması nedeniyle önemli bir etmendir. Bu nedenle, Ülkemizin iç ve dış karantina listesinde yer almaktadır.
1990Mı yıllarda önemli tohumluk patates üreticilerinden biri olan Hollanda' da önemli ekonomik kayıplara sebep olmuştur.
Hastalık patates üretimi yapılan çoğu ülkede görülmektedir. Ülkemizde ise Nevşehir ve Afyon ilinde saptanmış ve eradike edilmiştir. Patateste Balıkesir ve Bolu illerinde, domateste ise Çanakkale ilinde belirlenmiştir.
KÜLTÜREL MÜCADELE
Bu hastalığın mücadelesine yönelik olarak, Avrupa Birliği mevzuatı doğrultusunda 29 Eylül 2002 tarih ve 24891 sayılı Resmi Gazetede "Ralstonia solanacearum (Smith) Yabuuchi Et Al.'ın Mücadelesi Hakkında Tebliğ" yayınlanmıştır. Hastalıkla mücadele, bu mevzuat hükümleri doğrultusunda yürütülür.
- Hastalık yumru ile taşındığından, hastalığın görüldüğü üretim alanlarından tohumluk alınmamalı, hastalıktan ari sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır.
- Test edilmiş mini yumru veya mikro üretim tekniği ile üretilmiş bitkiler kullanılmalıdır.
- Hastalık etmeniyle bulaşık olmayan topraklarda üretim yapılmalıdır.
- Yüzey suları hastalığın yayılmasında etkin rol oynadığı için yeraltı suları tercih edilmelidir.
- Hastalığın görüldüğü tarlalarda 5 yıl süreli nadas veya 3 yıl nadas daha sonra 2 yıl süreyle konukçusu olmayan bitkilerin (tahıllar gibi) ekimi yapılmalıdır.
- Hastalıkla bulaşık olduğu tespit edilen üretim yerlerinde yetişen bitkisel materyal çöp fırınında yakılarak veya organizmanın yaşama riski olmayan yerlerde sıcak uygulaması sonrası hayvan yemi olarak kullanılarak veya tarımsal alanlara sızıntı riski olmayan veya tarımsal alanların sulanmasında kullanılan su kaynaklarıyla temas etmeyecek yerlerde derin şekilde gömülerek imha edilmelidir.
- Sulama kanallarının kenarlarında yetişen S. nigrum ve S. dulcamara gibi yabancı ot konukçulan ve kendi gelen patates bitkileri imha edilmelidir.
- Hastalık etmeniyle kök ur nematodları arasındaki sinerjistik ilişkiden dolayı nematodlarla mücadele yapılmalıdır.
- Üretimde kullanılan tüm makine, alet ve depolama alanları temizliğe tabi tutulmalı ve uygun bir dezenfektan ile muamele edilmelidir.
TARIMSAL İLAÇLAR İLE MÜCADELESİ
Bu hastalığa karşı etkin bir kimyasal mücadele yöntemi yoktur.
TARIM İLAÇLARI VE İLAÇLAMA ZAMANI
Bu hastalığa karşı etkin bir kimyasal mücadele yöntemi yoktur.